Özgürlüğe uçmak
Bu yazıyı yaklaşık 2 yıl önce sevgili Elif yazmıştı. Uçağa binmekten korkuyordu. Şimdi uçağa biniyor hatta balayına Amerika’ya gitti…
Korkular dönüştükçe özgürlük gelir, MUTLULUK hissedilir. Özgürleşmeye niyetli misiniz? MUTLU olmaya hazır mısınız?
Elif’in deneyimini sizlere ilham vermesi için paylaşmak istedim.
“30 yaşındayım, 7 yıldır da editörlük yapıyorum. İşim gereği çok geziyor olmam gerekiyor aslında, her şeyden haberdar olmalıyım. Kara yolları üzerinden gidilebilen yerlere gidiyorum, evet. Ama söz konusu uçmak olduğunda tüm programlarımı iptal ediyor, gitmeden de yapabileceğime dair mailler atıyor. Konuları araştırma yazılarına çeviriyorum. En kısa mesafe bile olsa uçakta olma fikri ile göğsümün üzerinde ağır bir demir parçasına dönüşüyor. İstemiyorum.
Bu insanın hayatını nasıl küçültüyor, eğer hayatınızda bir şeyden korkmadıysanız bunu anlamanız pek mümkün değil. Çünkü korkunun bir tarifi yok ama o yaşanılan her ne ise yaşamamak için tüm dünyayı evinizin olduğu şehirden ibaret sayabilirsiniz. Hem de hayatınızın sonuna kadar… Güvende olmanız gerekiyor çünkü…
Ben uçaktayken asla güvende hissetmiyorum kendimi. Midem uçağa bindiğim anda bir süngere dönüşüyor ve ‘ne içersiniz?’ diyen hostes ve yüzünü görmediğim pilot sürekli o süngeri sıkıyorlar sanki. Kalbim de bir mengenede olduğu yerden kaymaması için sürekli sıkıştırılıyor. Her yükselişte, her geçen dakikada daha da fazla.
Konya’ya gitmeye karar verdiğimizde tek bildiğim bir turla gideceğimdi ama ne için gidiyorduk bilmiyordum sadece ablamla yapacağım bir hafta sonu tatiliydi benim için. Uçağa binmeden önce alkol aldım sakinleşmek için ama öyle çok korkuyordum ki hiçbir şey etkili olmuyordu. Uçağa yerleştim, kalbim istifra ettiğimde ağzımdan çıkacakmış gibi gırtlağıma kadar dayanmış sanki. Biliyordum. Korkacaktım en ufak bir sallantıda da ağlayacaktım. İndikten sonra da yol boyunca kastığım tüm vücudum deli gibi ağrıyacak, midem ertesi güne kadar bulanacaktı. Uçak hızlandı, hızlandı hızlandı ve hareket etti. Bu esnada yanımda Hande Akın diğer yanımda da ablam oturuyordu. Handa Akın bana sorular soruyordu yaptığım işlerle ilgili. Verdiğim cevaplar mantıklı mıydı bilmiyordum ya da cümle kurabiliyor muydum onun farkında bile değilim. O an beş yaşında bir çocuk gibiydim. Birinin kucağına kapanıp ağlayabilirdim sadece. Uçak havalanınca yüzüm nasıl bir şekil aldı bilemiyorum bir anda bir elim Hande Akın’ın elindeydi. Gözlerimi kapatmamı söyledi. Ben kendimi korkmamam gerektiğine ikna etmeye çalıştıkça Hande bana ‘kork’ diyordu. En şiddetli haliyle ‘kork!’. O korkuyla yaşadığım tüm güzel, çirkin, eğlenceli, hüzünlü, zevkli ne varsa hayatımda geri geri giderek görüyordum. Uçak ileriye bense hayatımda geriye doğru hızla yol alıyorduk.
Sonra bir yerde durdum. 30 yıl boyunca yaşadığım tüm duygular arasında uçaktan korkmama sebep olan o en korkulu, endişeli anı –o an biri bana anlatsa “ben mi yaşamıştım onu?” diyeceğim kadar hatırlamadığım – o anda durduk. O zaman küçücük, yalnız ve ne yapacağını bilmeyen bir çocukken şimdi o anda 25 sene öncesinde Hande elimi tutuyor ve endişelenecek hiçbir şey olmadığını bana gösteriyordu. Orada kaldım. O anla barıştım.
Sonra iniş anonsuyla gözlerimi istemsiz bir şekilde açtım. Herkes yolculuğun çok sallantılı geçtiğine dair cümleler kuruyordu. Henüz inmemiştik ve hala sallanıyorduk. Ama beni bir şey korkuyor gibiydi sanki. Uçağın hayatım boyunca hiç güvenmediğim okoltuğu bulutların üzerinde tek başına yıllarca hiç sallanmadan durabilecek kadar büyük, sağlam ve güven vericiydi. bütün ağırlığımı koltuğa bıraktım. Sanırım o sırada korkularım da bulutların arasından yeryüzüne süzülüyordu benden bağımsız şekilde. Hande korkularımla iplerimizi koparmıştı çünkü.
Şimdi gelen hiçbir seyahat teklifini bahanelerle geri çevirmiyorum. Hepsine varım. Yaşadığım o acayip deneyimi bir kameraya çekip herkese izletmek isterdim. Gördüklerimi, yaşadıklarımı çocuk halimi, elimi tutan güveni… En çok da korkanlara ve kendini güvende hissetmeye ihtiyaç duyanlara…Bu mümkün olmadığı için ancak Hande’yle uçarak böyle bir deneyimi yaşayabilir ve korkmalarına sebep olan o anı bulup temizleyebilirler. Çünkü korkan insan neden korktuğunu bilmiyorum bunu en iyi ben anlarım sanırım. Küçücük bir anımla birlikte tüm hayatımı temizleyen Hande’ye ne kadar teşekkür etsem, bizi bir araya getiren güce ne kadar şükretsem az olur. Benim gibi insanların hayatları Hande ile kesiştiğinde eminim onlar da o güce şükredecekler ve vazgeçmeyeceklerdir.
Elif Seyrekbasan Toz
Uçuş esnasında bilinçaltı tehlike sinyali verdiğinden bedende yoğun olarak his hissedilir. Hissedilen hisse odaklanılarak bedende sıkışmış duygusal enerji boşaltılır. Bu esnada bilinçaltı; geçmişteki olayı sanki bir filmmiş gibi izler. Duygu boşaldıkça uçak ya da uçmak tehlikelidir algısı değişir. Kişi değişen algıyla rahatlar ve rahatça uçmaya başlar.
Korkularınızdan özgür uçmanız dileğiyle
Koşulsuz sevgim ve BİRlik bilinciyle…