İki günde neler neler yaşanır…
Zamanı eğip bükebiliyor muyuz? acaba…
Çocukken hatırladığım Rus bir adam vardı. Televizyonlarda metal kaşığı sadece bakarak eğdiğini görmüştüm. O zamanki şaşkınlığımın yerini; şimdi, düşüncenin gücüne olan inancım, kuantum fiziğinin gerçekleri aldı.
Bir metafizik hocam şöyle demişti; ‘’Zamanı eğip bükebilirsiniz, genişletebilirsiniz ve pek çok zaman boyutunu anda hissedebilir, yaşayabilirsiniz. İşte tüm bunları kapsayan, muhteşem farkındalıklar barındıran iki günlük deneyimimden bahsedeceğim.
Birlikte vakit geçirmekten keyif aldığım dostlarımla Kazdağları’ndaki su ve vicdan nöbetine destek vermek üzere yola çıktık. Planımız; Kirazlı Balaban kamp alanına uğramak, güzel niyetlerimizle ağaç katliamının durdurulması için enerjimizi koymak ve ertesi gün İstanbul’a dönmekti. Bir gün için onca yol gidip dönmek değer mi? dediğinizi duyar gibiyim…
Değer arkadaşlar!
Niyetlerimizin gerçekleşmesi için harekete geçmek önemli…
Şikayet etmek yerine birşeyler yapmak kıymetli…
Hepimiz doğanın parçasıyız, doğayla biriz…
Su ve vicdan nöbeti koordinasyon kurulunun başında Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Sayın İrfan Mutluay’la mini bir röportaj yaptım.
Şöyle diyor;
4 talep var!
1- Kirazlı Balaban coğrafyasındaki madenci işgaline son verilmesi
2- Katliama sebep olanların yargı önünde hesap vermesi
3- Kesilen ağaç sayılarıyla ilgili; önerilen uzmanların yer alacağı komisyonun oluşturulması
4- Kazdağları ve Biga yarımadası’ndaki metalcilik, madencilik ruhsatlarının iptal edilmesi
Bir de Kazdağları UNESCO Dünya Kültür ve Doğa Mirası ilan edilsin. Ve de öyledir…
Kazdağkarı Unesco dünya mirası olsun imza için tıklayın lütfen
Kazdağları hepimizin!
Akşama konaklamak için otelimize dönerken Çanakkale sahilde dostlar meclisinde güzel bir sofrada buluştuk, keyifli bir muhabbete koyulduk. Şehrin kahraman edası, mistik havası çok yakınımızda Çanakkale Savaşı’nda destan yazan Nusret mayın gemisi, karşıdan bize bakan ‘’Dur yolcu anıtı’’… Tarihin içinde bir sahnedeymişiz gibi… Çok şey anlattı bana…
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek Anadolu’nda,
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğdugu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.
Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.
Necmettin Halil Onan
Biliyorsunuz uzun süredir çok kıymetli bir eğitim alıyorum aile dizimi, sergisi, konstelasyonları olarak biliniyor. On yıldır ara ara bu çok derin dönüşüm içeren çalışmaya katılırım, güçlü dönüşümler yaşarım. Ancak her eğitimde olağanüstü açılımlar yaşıyorum. Bir eğitimde; Çanakkale Şehitlerimizi, atalarımızı onurlandırma, onları yerinde ziyaret etme niyeti koymuştum.
Akşam yemekte niyetimi hatırladım ve arkadaşlarıma; ‘’Hadi yarın gidelim, bize bu cennet topraklarda yaşama imkanı veren atalarımızı analım, onlarla bayramlaşalım.’’ dedim. İçsel olarak şehitliğe doğru çekildiğimi hissediyordum. Ama henüz sebebini tam olarak bilmiyordum.
Kısmet oldu ertesi gün muhteşem bir doğa harikası dere gölünü ve civarı süsleyen kemerli Kemerdere Köyü’nü keşfettik. Bu cennet vatanın her yerine hayran oluyorsunuz. Zaman akarken çok boyutlu bir alemde, şehitliğe gitmeden önce sanki arındık dere gölünde…
Ve vardık 57. Piyade Alayı Şehitliği’ne…
Aman Allah’ım… 10 Ağustos 1915 tarihinde bitmiş muharebe ve biz vardık şehitliğe, 11 Ağustos tarihinde… Hiçbir şey tesadüf değil!
Ayaklarım beni götürdü 1.817 şehidin adının yazılı olduğu beyaz duvara… İçimden bir ses baba tarafımı arıyordu Çatalca yazısı var mı? diye taradım tüm duvarı… Çoğunlukla Ege Bölgesi doğumlular vardı. Sadece dört isim Çatalca’dan görünce kalbim hızla atmaya başladı. Babamın babası tarafı mı? diye içime sorarken hiç görmediğim babaannemin babası olduğu hissiyle duvarda Mustafa Halil ismi gözüme çarptı. Amcamın çocuklarından biri Halil, biri de Mustafa ismindeydi. Amcam da oğullarına dedesinin ismini koymuş olabilir miydi? Söylemişti halam; babaannemin babası şehit olmuş savaşta, henüz 27 yaşında ardından babaannemin annesi de ölmüş ve babaannem dokuz yaşında yetim kalmış…
Babamı arayıp anlattığımda; doğruladı beni dedemin adı ‘’Halil’’miş diye…
Bayramda babamın dedesini ziyaret ettim. Sözün bittiği yerdeydim. Canı pahasına bu vatan topraklarını koruyan, sahip çıkan, bana yaşam veren tüm atalarıma ve şehitlerimize minnettarım.
Şehitliğe girdiğimde duyduğum ezan sesi ise hissettiklerimin doğruluğunun teyidiydi. Yaşam okursak eğer anlatıyor bize herşeyi…
Bu çok boyutlu alemde herşey anda, bir arada…
İki güne daha da neler sığdı, anlatılmaz yaşanır…
Bu eşsiz anılarıma eşlik eden dostlarım iyiki varlar…
Gittiğimiz yerler, bir arada olduğumuz insanlar asla tesadüf değil.
Gönül gözümüzle görebilmek dileğiyle…
Sevgilerimle…
15.08.2019
Dişil gücümüzle kadın olmak dönüşüm kampı
26-30 Ekim 2019 4 gece konaklama Kaş
Kadın olmak nedir? Nasıldır? diye sorduğumda yirmili yaşlarımın sonlarındaydım. Fark ettimki kadın olmaya dair bilinçaltımızda, bize hizmet etmeyen çok fazla inanç, düşünce kalıbı var.
Henüz bebekken şekilleniyor inançlarımız; kızlar pembe giyer, erkekler mavi…
Nüfus kağıdımızın rengiyle başlıyor ayrışma… Hatta anne karnındayken annemizin, babamızın ‘’erkek olsun!’’ beklentisini hissediyoruz. Ayrımlar benliğimize hüküm ediyor, zan ettiklerimiz yaşamımızı, ilişkilerimizi kontrol ediyor.
Uyanış sorgulamakla başlıyor. Ben de yirmili yaşlarımda başladım sorgulamaya, ardından otuzlu yaşlarımda danışanlarımla yaptığım regresyon çalışmalarında gözlemledimki kadın olmak, kadın bedeninde olmak, acı, üzüntü, korku, utanç, suçluluk ve daha pek çok duyguyu barındırıyor. Danışanların gerçek hikayelerinin bir kısmı KADIN OLMAK kitabımda…
Namus kavramı ise adeta dişil enerjinin yok sayılması, bastırılması için türetilmiş. Namus kelepçesinin, prangalarının tezahürü kadınların evlenirken bellerine bağlanan kırmızı kurdeleler sanki…
Atalarımızdan, kadın dişili soyumuzdan aldığımız, bedenimizde kayıtları bulunan, ruhumuzda izleri duran dişil enerjimizi baskılamamıza sebep olan o kadar çok şey varki…
Farkındalık kendimizi sevmekle başlıyor. İnsanın kendini sevebilmesi içinse kendiyle iletişimde olması güzel olur.
Bu kamp; özgün ve eşsiz kadınlığını kabul etmek, onurlandırmak isteyenler içindir. Kendi bedeniyle, dişil enerjisiyle, cinsiyetiyle, özellikle kadın soyuyla yeniden iletişim ve sağlıklı ilişki kurmak isteyen cesur kadınlar katılabilir.
‘’Dişil gücümüzle kadın olmak dönüşüm kampı’’nda her bir katılımcının niyeti doğrultusunda anda ve akışta Hande Akın’ın kalbine gelen sezgiler ile gölge yaralarımızın şifalanmasına niyet edilmiştir.
Kampta farkındalık yaratılmak istenen ve üzerine çalışacağımız kavramlardan bazıları;
- Anne kız ilişkisi
- Baba kız ilişkisi
- İçimdeki küçük kızla ilişkim
- Bedenim, kutsal mabedimle ilişkim
- Duyguların & hislerin farkındalığı
- Cinselliğimle ilişkim, bekaret, mastürbasyon… (Cinselliğin, hazzın, orgazmın yaşanmasına engel olan utanç, suçluluk vb. duygular, korkular)
- Ergenlik dönemimden getirdiklerim
- Regl olmanın, doğurganlığın onurlandırılması
- Partnerimle ilişkilerim; aldatılma, terk edilme travmalarının iyileşmesi, helalleşme
- Kollektif bilinçten gelen taciz ve tecavüzlerin şokunu serbest bırakma
- Vajina monologları
- Rahim meditasyonu
- Dilimizdeki kelimeler amk
- Geleneksel evlilik, sevgililik ve cinsellik
- Dişil gücümüzle, kadın atalarımızla buluşmak, eril & dişil denge
ve anda akışta deneyimleyeceğimiz Hande Akın’ın kalbinin rehberliğinde eft, regresyon, meditasyon, ezoterik şifa çalışmaları ile Aslıhan Özeker’in destekleyici yoga & pilates dersleriyle harmanlanmış bu kamp ilk kez Kaş’ta Üstelik 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı birlikte kutlamanın coşkusuyla…
Katılım ve ücretler
- Toplam ücret 2.000 TL’dir.
- Konaklama odalarda 2 ya da 3 kişiliktir. Tek kalmak isteyenler için konaklama ücreti farkı bulunmaktadır.
- Bu ücrete yapacağımız tüm çalışmalar Hande Akın’ın imzalı Kadın olmak kitabı ve tam pansiyon konaklama dahildir.
- Ulaşım ve ekstra harcamalar hariçtir.
- 29 Ekim Salı akşamı Kaş merkezde kutlama yemeğine katılım ayrıca ücretlidir.
- Belirli sayıda konaklama yerimiz olduğundan ödeme yapanlar önceliklidir.