Çocukluğunu hiç yaşamamış erkekler sorumluluk istemezler…

Siz bakmayın öyle güçlü, kuvvetli, heybetli durduklarına, her birinin içinde kırılgan, çok naif bir çocuk var. Ya küçücükken çalışmaya başladılar, ya öksüz kaldılar ya da anne babalarından uzakta… Belki de bolluğun için yok sayıldılar… Yaralı minik kalpler onlar…

 

Nasıl iyileşeceklerini, nasıl seveceklerini bilmezler.
Çünkü sevgiye doymadan aç büyüdüler.

 

Nasıl seveceklerini bilmeden evlendiler.
Çocukluklarını hiç yaşamadan çocukları oldu onların…
Belki de kendi çocuğunun halinden hiç anlayamadılar.

 

Sorumluluk almak istemediler.
Omuzlarına yüklenen yüklerin altında ezildiler. Erkek doğdukları için, ”adam gibi adam olman lazım” dendiği için seslerini bile çıkaramadılar. Ağlamalarına izin yoktu onların…

 

Düşe kalka büyüdüler.
İçlerinde hep uhte kaldı.
Sallanmadıkları salıncaklar,
Yemedikleri dondurmalar,
Giymedikleri bayramlıklar,
Uçurmadıkları uçurtmalar,
Beslemedikleri kedileri, köpekleri, kuşları, kuzuları,
Oynayamadıkları oyunları,
Sevilmedikleri, sevgiyi hissedemedikleri geceleri, gündüzleri…
Ve daha pek çok uhteleri, özlemleri…

 

Yaşayamadıkları küçüklükleriyle, büyük hallerinin içine sıkıştılar.
Çocuklarını sevdiler, çok sevdiler ama gösteremediler, içlerindeki çocuğu sevmeyi bilemediler…

 

İzin verin çocuklarınız, çocuk olsun özgürce…
Çünkü onlar geleceğin babaları, anneleri…

Geleceğin sorumluluk alan insanları…
Sevgilerimle…

içimdeki çocuk meditasyonu  handeakin.com ana sayfada…



0:00
0:00