Alman arkadaşım Monika
1 Ocak 2014 sabahı, Hindistan Chennai Havaalanı’na indim. İçim pır pır 3 yıl aradan sonra tekrar Hindistan Auroville’de olmak farklı duygular hissettirdi. Yeni yıla Auroville’de girmek üzere gelenler nedeniyle bölgenin epey kalabalık olduğunu ve kalacak yer olmadığını söylemişti sevgili Serap… (3 yıl önceki Hindistan gezimizde birlikte olduğum ve yolculuğumuzun da yer aldığı “…Ve Gittik” kitabının yazarı) Akışa güvendiğim, en güzel yerin beni beklediğine olan inancımla hiç endişe etmedim. Sevgili Serap oradaki zamanının bir bölümünü bana kalacak yer aramakla geçirdi ve gidişime 3 gün kala Hande Alman bir kadının güzel bir evi var, içime sindi, orada kalabileceksin dedi. Beklediğim haber gelmişti. Serap’cım bir kez daha teşekkürler.
Monika’nın yemyeşil ormanın içinde, kızıl topraklı yolların arasında yer alan evine ulaştığımda biraz mesafeli ama gözlerinde samimi ev sahibi karşıladı beni… Nereden bilebilirdim, benim iki katı yaşımda olan Monika’dan çok şey öğreneceğimi…
Uyuyacağım yatağımın üzerinde taze çiçekler ve odamın tam arkasında yer alan zen bahçesindeki çeşme dillenmiş hoş geldin diyordu adeta… Gündüzleri meditasyon yapmak üzere Matrimandi’ye gidiyordum. Akşamları da kitaplarımı okuyor, yazılarımı yazıyor, kendimle baş başa olmanın tadını çıkarıyordum. Günler çok sakin geçerken bir sabah kahvaltıda kaç yaşındasın? diye sordu Monika. 36 deyince beyaz tenli, yeşil gözlü Monika’nın göz pınarları doldu. Benim en küçük kızımdan sadece iki yaş küçüksün dedi. Bir anda gerçekleşen duygu yoğunluğunu anlamlandıramasam da hissettiğim sadece kızına olan özlemiydi. Kızımın yarın doğum günü ve ben çok uzaklardayım dedi. O an içgüdüsel olarak aniden ayağa kalktım ve kızı gibi hissederek bana sarılabileceğini söyledim. Monika daha ne olduğunu anlamadan ben sımsıkı sarıldım ona. İşte o an aslında var olan gönül bağımız yeniden canlandı. Sohbete devam edince 3 kızı ve 1 oğlu, toplam 10 tane torunu olduğunu söyledi. Bu kadar kalabalık bir ailesi varken neden insan tek başına, sevdiklerinden, memleketinden uzakta yaşar diye düşündüm. Bambaşka bir hayatın sırrı bir anda çıkıverdi karşıma… Bu sırrı çözemedim ama yaşamda aile olmanın gizemli sırrını, büyülü gücünü biraz daha algıladım. Ne kadar kızsam da, üzülsem de bir kez daha ailemin varlığına şükrettim. Aile kavramı sizin için ne ifade ediyor bilmiyorum ama kendi çekirdek ailemin dışında gezegendeki tüm insanların aslında ailem olduğunu bir kez daha hissettim. Monika’yı daha önce hiç tanımasam da ailemin bir üyesiydi ve görünmez gönül bağlarıyla bağlıydık birbirimize… Yaşamımızdaki herkes, ailemizin her üyesi annemiz, babamız, kardeşler, kuzenler, teyzeler, amcalar, eşler, sevgililer, evlatlar, patronlar, çalışanlar, arkadaşlar, dostlar, tanıdıklarımız, hiç tanışmadıklarımız hepsi bir öğretmense bize (ki öyle) öğrettiklerine bakmak gerek. Kimi hocalar bazen çok katı olsa da en kazık yerlerden sınava tabi tutsa da hepsi yaşam derslerimizi öğretmek için görevli. Ne sıkı görev değil mi?
Monika da; kaldığım 8 gece ve gündüzün içinde neler neler öğretti…
- 72 yaşında bir kadının memleketinden ve sevdiklerinden uzakta tek başına yaşayabileceğini, daha önemlisi tek başına yaşasa da bu yaşamdan keyif alabileceğini
- Haftanın 5 günü yoga yaparak, 72 yaşında İspanyolca öğrenerek kendini sevmenin yaşta değil başta olduğunu,
- 95 yaşındaki annesinden uzakta olsa da Auroville’de yaşayan 85 yaşındaki başka bir kadını her gün ziyaret ederek insanın insana duyduğu saygı ve sevgiyi,
- Bir kova su ile de yıkanılabileceğini ve sahip olduğum lüks banyo konforu için, duşumdan 7/24 akan sıcak su için şükretmem gerektiğini,
- Evinde oda kahvaltı kaldığım için ödemem gereken parayı son gün almayarak “Alman usulu” diye diye Almanların cimri olduğu ön yargısını bir anda yerle bir etmeyi,
- Hepsinden güzeli 36 ve 72 yaşında olan iki kadının koşulsuz sevgiyi deneyimleyebileceğini, arkadaş olabileceğini öğretti.
Tüm yaşam derslerim için tüm öğretmenlerime, her bir güzel ruh varlığına şükran ve minnet duyuyorum. Yaşamınız boyunca en kazık derslerinizi öğretenler dahil tüm öğretmenlerinize şükran ve minnet duymanız dileğiyle… (yolculuğun ilk yazısı linkte http://www.benzamani.com/hos-bulduk-ve-ayagimin-tozuyla-yeni-yazim-sizlerle/)
Koşulsuz sevgim ve BiRlik bilinciyle…