Eyyy ÖZGÜRLÜK

Eyyy ÖZGÜRLÜK sen nelere kadirsin !

İnsan doğası gereği özgür olduğunu hissettikçe daha MUTLU!

Ya da Hande böyle diyelim…

Ve yepyeni bir hikaye için bu kısa yazıya, benim gerçek hikayeme balıklama dalalım.

An geldi ve Hande kendine sordu. Ne yapmak istiyorsun Hande?

  • HİİİİÇÇÇÇ…
  • HİÇ bir şey yapmak !!! HİÇ bir şey yapmadan  sadece Olmak. Anda olmak, akışta olmak, teslimiyette olmak. Akışta gelen ne ise çabasızca onu yaşamak.

Benim gibi yıllarca sol beynini aktif kullanarak yaşayan, OLmaya değil, hep bir şeyler yapmaya, başarılı olmaya odaklı biri için şaşırtıcı bir durum. Peki bu durum nasıl oluştu? FARKINDALIKLA! dostlar…

Yeni taşındığım evin karşısındaki bankta gece gündüz, kar, kış, yağmur, soğuk demeden yaşayan bir adam vardı. Evsiz adam… Adam; barınma ihtiyacını karşılamıyor, yeme – içme ihtiyacı için hiçbir şey yapmıyor, çalışmıyor. HİÇ bir konfor alanı yok, HİÇ bir lüksü yok. Sadece tüm gün ve gece bankta oturuyor, arada bir de otobüs durağına (ki durak hemen yanında) geçip orada oturuyor. Ve HİÇ bir şey yapmadan yaşıyor, yaşayabiliyor. HİÇ bir şey yapmadan, çalışmadan hayatta kalabiliyor. Peki bu nasıl oluyor? Rızkımız son nefesimize kadar teminat altında…

Çoğumuzun dürtüsü, korkusu şunu yapmazsam aç kalırım, evsiz kalırım, standardım düşer. Yaşayamam. Peki bu adam nasıl yaşıyor? Gözüme soka soka ilahi sistem evsiz adam üzerinden acaba ne anlatıyor? İşte fark ettim ki HİÇ bir şey yapmadan da yaşanabildiğini, hayatta kalınabildiğini, HİÇ bir şeyden endişe duymaya gerek olmadığını…

Peki ben ne istiyorum?

Daha da özgür olmak istiyorum, daha çok yazmak ve daha çok gezmek. Ruhumun içsel bir çekilişle, hissedişle istediği ne ise onu yaşamak. Gezdikçe ruhumu beslemek, besledikçe yazmak, yazdıkça daha da ruhumu beslemek. Hay Allah gene bir şey yapmak var ama HİÇ olmak ve yapmak :-)

Bunun için sorumluluklarımdan özgürleşmem gerek. Bildiğiniz üzere; bir kişisel&ruhsal gelişim merkezim var. Ve onun sorumluluğu var. Peki gerçekten bu merkez yapmayı sevdiğim iş için “gelişmek ve geliştirmek” için şart mı? İçimden beni biraz da şok eden cevap bir anda geldi. “Yooo HİÇ gerekli değil.” Egom; “Aman Nişantaşı’nın göbeğinde bir merkezin var. Pek çok insan, pek çok eğitmen, uzman seni tanıyor, biliyor. Şimdi onlar ne der? Herkes ne der? Ofisi boşaltınca, başarısız olursun, pişman olursun. Ayy ne olur sonra? Ne yaparsın? dedi. Bıdı bıdı vıdı vıdı… Zihin devrede konuşuyor da konuşuyor! Egomun beslediği ve beslendiği ne çok korku, kaygı, düşünce varmış.  Komiğim valla :-)

5 yıldır danışanlarıma; “Özgürleşin, hayatta sevdiğiniz, mutlu olduğunuz şeyleri yapın, hayallerinizi gerçekleştirin, korkularınızın üzerine cesaretle yürüyün” diyorum. EGOnun oyunlarını anlatıyorum. “Ego tutunmayı sever, değişime direnç gösterir, yeniliğe adım atmanı engeller. Korkutarak seni durdurur.” diye uyandırıyorum. AAA bir baktım ki EGO’cum beni durduruyor, uyutuyor. O kadar benimsemiş ki merkezi, merkez olmazsa “BEN” yaşayamam zannediyor.  ALLAH’tan FARKINDALIKLA fark ediyorum ve evsiz adama bu FARKINDALIK için teşekkür ediyorum.

Kısacası; çok sevgili ailem, dostlarım, arkadaşlarım, danışanlarım ve tanıdıklarım “Ben zamanı” Nişantaşı’ndaki merkezden, oraya sahip olmaktan özgürleşiyor. Hani şu meşhur söz var ya “Ölmeden önce ölünüz” diye…  Galiba ben HİÇlikte ölmeden önce merkez sahibi benliğimi öldürüyorum.

Bugüne kadar zaten her yerde “Ben zamanı” yarattık. Bundan sonra da yaratmaya devam edeceğim. Türkiye’nin her yerinde, dünyanın her yerinde “Ben zamanı” eğitimleri, seminerleri kişisel&ruhsal gelişim için özgürce devam edecek. Uçun uçabildiğiniz kadar… Hayallerin sonu ve sınırı yok :-)

Daha özgür olmak ve daha özgürce hareket edebilmek için sorumluluklarınıza gerçekten gerekliler mi? diye bakmanız ve sonsuz olasılıklara teslimiyetle kendinizi açmanız dileğim.

“Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen hiç ol. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir.” Mevlana…

Ben bu satırları yazıp kafamı kaldırdığımda gördüğüm manzarada yunuslar vardı. Bir işaret mi acaba :-)

Not: Çok sevgili danışanlarım bireysel seanslarımız Valikonağı Cad. no:39/4 Nişantaşı adresinde devam edecek. Randevularınız için Selin’i arayabilirsiniz 0535 629 7868 ya da benzamani@benzamani.com a yazabilirsiniz.

Sevgilerimle…



0:00
0:00